Sitemizde, siz misafirlerimize daha iyi bir web sitesi deneyimi sunabilmek için çerez kullanılmaktadır.
Ziyaretinize varsayılan ayarlar ile devam ederek çerez politikamız doğrultusunda çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz.
X

Madde 5

b. Hazır olmayanlar arasında

b.   Hazır olmayanlar arasında

Madde 5 - Kabul için süre belirlenmeksizin hazır olmayan bir kişiye yapılan öneri, zamanında ve usulüne uygun olarak gönderilmiş bir yanıtın ulaşmasının beklenebileceği ana kadar, önereni bağlar.

Öneren, önerisini zamanında ulaşmış sayabilir.

Zamanında gönderilen kabul, önerene geç ulaşır ve öneren onunla bağlı olmak istemezse, durumu hemen kabul edene bildirmek zorundadır.

I-) 818 Sayılı Borçlar Kanunu:

b) Gaipler arasında

Madde 5 - Hazır olmıyan bir şahsa karşı müddet tâyin olunmaksızın dermeyan olunan icap, zamanında ve muntazam surette irsal olunmuş bir cevabın vusulüne intizar edebileceği dakikaya kadar, onu yapan hakkında lüzum ifade eder.

Bu kimsenin icabını zamanında vâsıl olmuş addetmeğe hakkı vardır.

Vaktinde gönderilen kabul haberi icabı yapana geç varır ve o kimse onunla mülzem olmamak iddiasında bulunursa keyfiyeti derhal kabul edene bildirmeğe mecburdur.

II-) Madde Gerekçesi:

Madde 5 - 818 sayılı Borçlar Kanununun 5 inci maddesini karşılamaktadır.

Tasarının üç fıkradan oluşan 5 inci maddesinde, önerenin hazır olmayanlar arasında yaptığı süresiz önerisiyle bağlılık süresi, önerene tanınan, önerisini muhataba zamanında ulaşmış sayma yetkisi ve zamanında gönderilen kabul açıklamasının önerene geç ulaşması durumunda, onunla bağlı olmak istemeyen önerenden beklenen davranış biçimi düzenlenmektedir.

818 sayılı Borçlar Kanununun 5 inci maddesinin kenar başlığında kullanılan “b. Gaipler arasında” ibaresi, “b. Hazır olmayanlar arasında” şekline dönüştürülmüştür.

Metninde yapılan arılaştırma dışında, maddede 818 sayılı Borçlar Kanununa göre bir hüküm değişikliği yoktur.

III-) Kaynak İsviçre Borçlar Kanunu:

1-) OR:

b. Unter Abwesenden

Art. 5

1 Wird der Antrag ohne Bestimmung einer Frist an einen Abwesenden gestellt, so bleibt der Antragsteller bis zu dem Zeitpunkte gebunden, wo er den Eingang der Antwort bei ihrer ordnungsmässigen und rechtzeitigen Absendung erwarten darf.

2 Er darf dabei voraussetzen, dass sein Antrag rechtzeitig angekommen sei.

3 Trifft die rechtzeitig abgesandte Annahmeerklärung erst nach jenem Zeitpunkte bei dem Antragsteller ein, so ist dieser, wenn er nicht gebunden sein will, verpflichtet, ohne Verzug hievon Anzeige zu machen.

2-) CO:

b. Entre absents

Art. 5

1 Lorsque l’offre a été faite sans fixation de délai à une personne non présente, l’auteur de l’offre reste lié jusqu’au moment où il peut s’attendre à l’arrivée d’une réponse expédiée à temps et régulièrement.

2 Il a le droit d’admettre que l’offre a été reçue à temps.

3 Si l’acceptation expédiée à temps parvient tardivement à l’auteur de l’offre, et que celui-ci entende ne pas être lié, il doit en informer immédiatement l’acceptant.

IV-) Yargı Kararları:

1-) Y. 13. HD, T: 28.09.2017, E: 2015/26417, K: 2017/8726:

“… Mahkemece, davacıya gönderilen 01.07.2011 tarihli elektronik postada, davacının işe atamasının yapılabilmesi için gerekli belgelerin listesinin gönderildiği, ancak bu belgelerin gönderilmesi veya teslim edilmesi gereken tarihe dair bir açıklama ya da uyarının bulunmadığı, davacının davalı ile görüştüğü, davalı yanca velilerle de görüştürüldüğü, 2011-2012 eğitim-öğretim yılı 4.sınıf öğretmeni olarak tanıtıldığı, davacının 10.08.2011 tarihinde dava dışı anaokulundaki görevinden ayrıldığı, istifasının uygun bulunduğuna dair ...İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nden 12.08.2011 tarihli belgeyi aldığı, böylece davacının 4. Sınıf öğretmeni olarak çalışması konusunda tarafların sözlü olarak anlaşmaya vardığı, davacının iş sözleşmesi kurulması için gereken işlemleri yaptığı ve belgeleri temin ettiği, bu kapsamda sorumluluklarını yerine getirdiği, ancak davalı yanca davacı ile hizmet sözleşmesinin kurulmadığı, bu hususta davacının bir kusuru bulunmadığı, iş akdinin kurulacağına güvenle çalıştığı işyerinden istifa etmesi sebebiyle davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

… somut olaya bakıldığında; davalı, davacı ile sözleşme kurulması konusunda icapta bulunmuş ve 01.07.2011 tarihli maille de birtakım evrakların gönderilmesini istemiştir. Ancak davacı tarafından söz konusu icap (öneri), 10.08.2011 tarihinde çalıştığı kurumdan istifasının onaylanmasıyla evraklarının tesliminin gerçekleştiği 23.08.2011 tarihinde kabul edilmiştir. Oysa ki, davacının önerisinin gönderdiği tarihten (01.07.2011) kabulün gerçekleştiği tarihe (23.08.2011) kadar 52 gün geçmiştir. Kaldı ki kabulün davacının kurumundan istifası ile gerçekleştiği kabul edilse dahi, söz konusu istifa tarihi olan 10.08.2011 tarihine kadar 40 gün geçmiştir. Davalının, davacıya sunduğu öneriyle bu kadar uzun süre bağlı kalmasının kabulü hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu durumda davacı tarafından davalının icabının kabul edildiğinden ve davalının uzun süre icabı ile bağlı kaldığından böylece sözleşmenin kurulduğundan bahsedilemez. Mahkemece, yukarda açıklanan hususlar göz ardı edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. …”

2-) Y. 6. HD, T: 09.06.2016, E: 2015/9617, K: 2016/4542:

“... Dava, kira alacağının tahsili istemine ilişkindir. …

Davacı vekili, müvekkilinin kiraya veren olarak, ... kapı güneşten koruma sistemleri fuarını 7-10 kasım 2013 tarihleri arasında düzenlediğini; taraflar arasında fuar katılım sözleşmesinin 31/03/2013 tarih ve 12.319,20 Euro bedelli olarak imzalandığını müvekkili tarafından davalı adına düzenlenen 11/11/2013 tarih ve ... seri numaralı KDV dahil 33.504,53 TL meblağlı katılım bedeli açıklamalı faturanın davalıya gönderildiğini, faturanın teslim alınmayarak iade edildiğini; müvekkilinin düzenlediği fuarda yer kiraladığını, sözleşmede katılım bedelini 5 adet çek ile ödeneceği kararlaştırıldığı halde hiçbir ödeme yapılmadığı bu sebeplerle KDV dahil toplam 33.504,53 TL tutarındaki kiralama bedeli alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davaya konu sözleşmeyi imzalamadıklarını, taraflar arasında sözleşme ilişkisi kurulmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece sözleşmeyi davalı yetkilisi imzalamadığı, davacının sözleşme ilişkisini ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Dava dilekçesinin ekinde sunulan e-posta yazışmalarının incelenmesinden davalıya ait e-posta adresine 10.01.2013 tarihinde 96 m2 yer rezervasyon yapıldığının bildirildiği, karar verildiğinde ekteki sözleşmenin imzalanıp faks ile gönderilmesi istenmiştir. Davalıya ait e-posta adresinden 21.09.2013 tarihinde davacıya gönderilen e-postada fiyatta indirim istendiği, davacı taraftan cevaben 23.09.2013 tarihli e-postada indirim yapılamayacağı ancak çekle ödeme yapılabileceği, davalı tarafından gönderilen 27.09.2013 tarihli e-postada ise fuara katılmaktan vazgeçildiği beyan edilmiştir. Sözleşmenin faks ile gönderildiğine dair alt kısmında kayıt olduğu ve faksın 31.01.2013 tarihinde gönderildiği yazmaktadır. Ancak bu faksın davalıya ait fakstan gönderilip gönderilmediği dosyadaki bilgilerden anlaşılamamaktadır. Tüm dosya kapsamından uyuşmazlığa konu Fuar Katılım Sözleşmesi hakkında taraflar arasında önce telefon görüşmelerinin yapıldığı, ardından Fuar Katılım Sözleşmesinin e-mail elektronik posta vasıtasıyla internet üzerinden davalının elektronik posta adresine gönderildiği, bunun üzerine gönderilen iletinin eki sözleşmenin imzalanarak faks yolu ile davacıya ulaştırıldığı anlaşılmaktadır.

Taraflar arasındaki iletişim, telefon, elektronik posta ve faks vasıtasıyla gerçekleştirilmiştir. Elektronik posta iletişiminin işleyişinde taraflar arasında doğrudan doğruya bir iletişim bulunmadığından elektronik posta ile yapılan irade beyanı hazır olmayanlar arasında yapılmış bir irade beyanıdır. Elektronik posta vasıtasıyla iletişimde yazılı metnin muhatabın elektronik posta adresine gönderilip muhatabın elektronik posta kutusuna kaydedilmekle öneri ( irade beyanı ) muhatabın hakimiyet alanına girmiş sayılır. Öneriyi kabul beyanı elektronik posta veya onun hızına eş değer bir iletişim yolu ile telefon, faks veya teleks yolu ile de yapılabilir. Öte yandan bu iletişim yolları ile kurulan kira sözleşmesinde kabul ve sözleşmenin kurulduğu anın kullanılan iletişim yollarının özelliğine göre Borçlar Kanun’unun konuyu düzenleyen ilgili maddeleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir. Bu bağlamda davacı ve davalı şirketlerin e-posta adresleri, faks numaraları ve bu yerlere gönderilen postalar ve diğer yazışmalar üzerinde inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şeklide karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hüküm bu sebeple bozulmalıdır. …"

Copyright © 2017 - 2024 Prof. Dr. İlhan Helvacı. Tüm hakları saklıdır.
X